|
E-posta kutumua düşen bir Can Dündar dizesi.
S. Tuncer Erdoğan'a da teşekkürü borç bilirim.
Henuz 18 ini yeni bitirmiştin, enerji ve umutla dolu
hayata başlamaya hazırdın... Ne oldu? Istemediğin bir
okula girdin. Insanları mutlu etmek, saygı kazanmak,
sevilmek için... Sevmediğin bir bölümde senelerini
harcadın... Ayaklarını sürüye sürüye gittin
derslere... Çalışmak istemedin ama yine de zorladın
kendini... Güç bela bitirdin sonunda... Ne ailen, ne
de arkadaşların görmedi yaptığın fedakarlığı...
Alkışlamadılar seni,omuzlarının üzerine çıkarmadılar,
madalya takmadılar... Enerjin çoktan
tükenmeye başladı bile... Kimse bilmez nasıl kendini
feda ettiğini... Ruhunu teslim ettiğini... Gençliğini
tükettiğini...
Şimdi iş bulman gerek... Para kazanman, araba alman,
ev alman gerek... Istemediğin bir işe girdin... Böyle
olması gerekiyor diye... Sırf çevrendekiler bekliyor
diye... Insanları mutlu etmek, saygı kazanmak,
sevilmek için... Sabahın köründe gidiyorsun işe...
Sevmediğin insanlar ile gününü harcıyorsun... Heyecan
duymadığın işlerle zamanını geçiriyorsun... Yarının
gelmesinden nefret ediyorsun... Sevildiğini hissettin
mi peki? Ya saygı? Bitti mi insanların istekleri?
Özgür müsün artık? Hayır hala özgür değilsin...
Şimdi evlenmen gerek... Öyle ya yaşın geçiyor, evde mi
kaldın ne? Arıyorsun etrafında uygun
birisini, artık evlenmeliyim diyorsun...Acaba
gerçekten istiyor musun? Sana uygun birisini buldun
işte, boyu boyuna, mesleği mesleğine, parası parana
göre... Peki ya kalbin? Düğününden bir gece önce
sessizce itiraf ettin kendine, ya doğru kişi değilse?
Belli ki hazır değildin bu evliliğe... Evlenmek için
evlendin... Insanları mutlu etmek, saygı kazanmak,
sevilmek için...Mutlu oldun mu peki?
Kalbin heyecanla doldu mu? Akşam eve koşarak döndün
mü? Sevildiğini hissettin mi? Seviştin mi tüm
varlığınla?
Daha evleneli bir sene dolmadı, insanlar çocuk demeye
başladılar... Istedin mi gerçekten bir çocuk sahibi
olmayı? Hazır mısın bir canlıyı yetiştirmeye? Söyle
bana ne verebilirsin bu küçük insana? Hayatı kendi
gözlerinle hiç yaşadın mı? Ne istediğini biliyor
musun? Ya istemediğini? Hiç risk aldın mı? Sen hiç
kendin için bir şey yaptın mı? Çocuğun bir gün sorarsa
Özgürlük Nedir? Ne cevap vereceksin? Sen hiç özgürlüğü
yaşadın mı?
Evliliğinde problemler yaşıyorsun... Sevmediğin bir
insanla cehennemi paylaşıyorsun... Boşanmak fikri
kafana gelip gelip gidiyor...cesaret edemiyorsun...
Insanlar ne der diyorsun... Gene kendi duygularının
üzerine bir duvar örüp başka insanlar için evliliğinde
kalıyorsun... Fedakarlığını gören biri var mı?
Yaşadığın ızdırabı senin gibi yaşayan?
Korkuların seni hapsetmiş, her geçen gün etrafına bir
duvar daha örüyorsun. Sevilmeme korkusu, yalnız kalma
korkusu, başarısız olma korkusu, saygınlığını yitirme
korkusu ve daha neler neler... Hayatında hiç
korkmadığın bir gün oldu mu? Cesaretle atıldın mı hiç,
ya bilmediğin bir dünyaya girdin mi? Sevilmemeyi göze
aldın mı hiç? Gülünç duruma düştün mü? Ağladın mı
doyasıya, insanlara aldırmadan? Acı çektin mi hiç,
hani öleceğini düşünecek kadar... Ve iyileşmeyi
başarabildin mi hiç?
Yaş erdi kemale diyorsun, bu saatten sonra benden ne
köy olur ne kılavuz. Umutların tükenmiş, hayallerin
yıkılmış... Koca bir ömür başka insanların kontrolü
altında geçip gitmiş. Alışmışsın artık
bu düzene, artık istesemde çıkamam diyorsun... Ve gene
kendin için bir şeyler yapmaktan vazgeçiyorsun...
Ne olurdu istediğin okula gitseydin... Kim ne derse
desin, ressam olsaydın... Müzisyen, Arkeolog, Sanatçı,
Sporcu olsaydın...Hayattaki büyük adımları ancak hazır
olduğunda sen istediğin için atsaydın... Ne olurdu
biraz risk alsaydın? Biraz kendine güvenseydin? Biraz
kendine inansaydın? Ne olurdu seni çepeçevre saran
zincileri kırıp, önünde ki duvarları aşıp, kendin
olabilmeyi başarsaydın? Kim ne diyebilirdi sana? Gene
kimse madalya takmazdı, gene kimse alkışlamazdı, gene
kimse seni omuzlarının üzerine çıkarmazdı... Ama sen
kendine saygı duyardın!
Haydi şu anda şu dakika bir daha bak hayatına... Bu
sefer kendin için bir şeyler yap... Bırak insanlar
sevmesin seni, bırak senin mutsuzluğundan mutlu
olmayıversinler, bırak takdir etmesinler,
onaylamasınlar, bırak dedikodunu yapsınlar, itiraz
etsinler... Hayatında bir kere olsun bu riski al!
Istediğin mesleği yap... Zevk al ürettiğin işten...
Uçarak git işine...Keyif al birlikte çalıştığın
insanlardan... Yaşamını kendin SEÇ ve MUTLU OL
seçtiğin bu yaşamdan...
Istediğin insan ile istediğin zamanda evlen... Ister
20 inde ol, ister 50 inde... Senden başka kim bilir
doğru insanın kim olduğunu ve doğru zamanın ne zaman
olduğunu? Dinleme başkalarını... Evlenmek için hiç bir
zaman geç sayılmaz... Ve hatta istiyorsan
evlenme... Bu yaşam senin ve ızdırabını da,
mutluluğunu da yaşayan tek sensin...
Istediğin zaman çocuk yap... Kendini hazır
hissettiğinde, yaşama bir canlı getirmek istediğinde
ve o çocuğa verecek bir şeylerin olduğunda... Ve hatta
istemezsen hiç çocuk yapma...
Istiyorsan başka bir şehre taşın, başka bir ülkeye,
başka bir kıtaya... Mecbur değilsin bu şehire tıkılıp
kalmaya...
Istiyorsan yeniden okula başla, yeni bir meslek, yeni
bir hayat, yeni ben diyerek kendin için yaşa...
Şimdi soruyorum sana...
Ne zaman kendin için bir şeyler yapacaksın?
CAN DÜNDAR
|
|
27.Kasım.2005 Pazar
:: 13:04:19 |
54135 kere okundu |
|
|
Takvim |
|
|
< Kasım 2024 > |
P | S | Ç | P | C | Ct | Pz |
| | | | 1 | 2 | 3 |
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
|
|
|
|
|
|